26 Haziran 2007 Salı

Sahtezevk (Bölüm 4)

Maalesef tütünün yaygınlaşması bütün yasaklamalara rağmen engellenememiş keyif verici olduğu sanılan bu sahte zevkin önüne geçilememiştir. İnsanlar ölmek pahasına bu maddeyi kullanmışlardır.

Görülüyor ki tütün dinsel bir amaç için kullanılmaya başlanmıştır. Zire mantıklı yanı da yoktur yanan bir maddenin dumanını insanın rahatsız olmasına karşın içine çekmesinin. Mistik olduğunu sandıkları durum baş dönmesi ve mide bulantısıydı herhalde. Daha sonraları da bu maddeye alıştılar ve mistizmi bir kenara bırakıp tütün içmeye başladılar ve sevgili kaşiflerimizde bu maddeyi Avrupa ya getirerek tüm insanlığı saçma sapan bir alışkanlığa sürükleyen bu sahte zevkin hükümdarlığını kurmuşlardır.
Hükümdarlık günümüzde o kadar çok güçlendi ki sigara dünyada büyük bir ekonomik pazara sahip oldu. Çünkü insanlar bağımlılar adeta sigaranın esiri durumundalar ve bir çok esirde sigarayı sevdiğini zannediyor !

Gelecekte insanlara tütün nedir dendiğinde "sanırım kimyasal madde yapımında kullanılan bir bitki" yada "çok eskiden insanlar onu yakıp dumanını içlerine çekerlermiş" diyeceklerdir. Çünkü insanlarda her canlı türü gibi soyunu devam ettirmek hem de en iyi şekilde devam ettirmek zorunda olduğundan hayatını büyük ölçüde etkileyen bu maddeden gün gelecek tamamen uzaklaşacaktır.
Sigara mantıksız bir olaydır, saçmadır, komiktir. İnsanlar gelecekte eski filmleri izlediklerinde bu adamlar ne yapıyor böyle ince bir boruyu parmaklarının arasına almışlar çekiyorlar ve duman üflüyorlar diyerek gülecekler...

Sigara ile ilgili istatistikler ve düşünceler...

“Nikotin tütünün içinde doğal olarak bulunan bir uyuşturucudur. En az eroin ve kokain kadar bağımlılık yapar. Fazla dozda alındığında nefes alıp verme kaslarını felç ederek insanı öldürebilir. Ancak sigara içerken daha küçük dozlarda alındığından vücut bu maddeyi atabilir, bu sebeple insanı hemen öldürmez. Dumanı içinize çektiğinizde nikotin ciğerlerinize taşınır, çabucak kan dolaşımına karışır, kalp ve beyne taşınır. Nikotinin ilk dozu kişiye uyanıklık hissi verir, sonrakiler ise sakinlik ve rahatlama hissi getirir. Nikotin, kalbi, damarları, hormon sistemini, vücut metabolizmasını ve beyni etkiler. Kalp atışını dakikada 2-3 atış arttırır. Vücut sıcaklığını düşürür ve bacaklar ile ayaklardaki kan dolaşımını yavaşlatır. Kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini artırdığı kanıtlanmıştır.”

“Sigara dumanında hava pasajlarını ve ciğerleri rahatsız eden kimyasallar vardır. Bunları içinize çektiğinizde vücut öksürerek kendini korumaya çalışır. Sabah öksürüğü ise farklı bir sebepten doğar. Normalde hava geçişlerinde siller bulunur, bunlar yabancı maddelerin ciğere girmesini engellemek için dışarı doğru hareket ederler. Duman, bu süpürme işlemini yavaşlatır, bu sebeple de dumandaki bazı zehirli maddeler ciğerde kalmaya devam eder. Fakat insanlar uyuyunca bu siller iyileşerek(kendilerine gelerek) yeniden çalışmaya başlar. Kişi uyanınca da daha önceki günden kalan zehirli maddeleri atabilmek için ciğerler harekete geçer. Ancak sürekli sigara içilmesi sillerin hareket kabiliyetini öldürdüğünden havadaki bakteriler ve virüsler çok daha kolayca ciğerlere girebilir.”

“İngiliz hükümeti tarafından yaptırılan bir araştırma, sigara içilen bir odada bulunan bebeklerin ani ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Sigara ve nikotinin zararlarını incelemek üzere, İngiliz hükümetince kurulan araştırma komisyonunun raporuna göre, sigara içilen bir odada bulunan bebekler astım ve solunum yolu rahatsızlıkları gibi ciddi hastalıklara yakalanabiliyor. İngiltere’de yılda 80 bebeğin sigaradan zehirlenerek öldüğünü ve yüzlerce pasif içicinin akciğer kanserine yakalandığını belirten raporda, sigara içenlere karşı alınacak önlemler yer alıyor. Önlemler arasında, restoran, sinema, bar gibi eğlence merkezlerinin bulunduğu toplu yerlerde sigara içilmesinin kesin olarak yasaklanması isteniyor. Rapor ayrıca, sigara içen biriyle yaşayanların yüzde 26’sında akciğer kanseri, yüzde 23’ünde ise kalp rahatsızlığı riskinin arttığını ortaya koydu.“
“Alkollü içki tüketiminde dünya üçüncüsü, tütün mamulleri tüketiminde ise dördüncü olduğumuz ortaya çıktı. Rakamlara göre, Türkiye’de, 22 milyon kişi sigara içiyor. Geçtiğimiz yıl tükettiğimiz alkol ve sigaranın tutarı ise, 370 trilyon TL.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Selahaddin Kaptanağası, Uluslararası Sağlık Örgütü’nün (WHO) 1997 yılı istatistiklerine göre, Türkiye’nin alkollü içki ve tütün kullanımı gibi ölümcül alışkanlıklarda, dünya genelinde ilk 4 sırada yer aldığını söyledi. Kaptanağası, şöyle devam etti:
"1997 yılındaki istatistiklere göre, dünya genelinde kişi başına düşen ortalama sigara miktarı 1 kilogram iken, bizde 2 kilogram. Uyuşturucu, alkol ve sigara kullanan tüketici sayısında devamlı artış gösteren ülkemizde, 5 milyon kişi uyuşturucu ve uyuşturucu nitelikli ilaç kullanmakta. Türkiye’de 17 milyon kişi alkol kullanıyor. Bu grup içindeki alkolik sayısı ise 4 milyonu buluyor. Genç kuşağın yüzde 52’si sigara kullanıyor. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de 22 milyon kişi sigara içiyor."

Kaptanağası, tütün mamulleri ve içkiye yapılan harcamaları anlatırken de 1997 yılında tütün mamullerine 280 trilyon, alkollü içkiye de 90 trilyon olmak üzere toplam 370 trilyon lira verildiğini belirtti.

Her yıl 500 bin kişinin sigaraya başladığına dikkat çeken Kaptanağası, "Ülkemizde her yıl sigaradan dolayı 200 bin kişi hayatını kaybediyor. Bunun 160 bini tiryaki, geriye kalan 40 bin kişi ise, çoğunluğu çocuk ve bebek olan pasif içicilerden oluşuyor" diye konuştu.

Kaptanağası, bütün uyuşturucular arasında en zararlı ve en çok ölüme sebep olan maddenin; kullanan kişinin yanı sıra çevresindekileri de etkileyen sigara olduğunu belirterek, sigara içenlerin, içmeyenlere göre 20 yıl daha kısa yaşadığını bildirdi.
Genç nüfusun daha fazla olduğu Türkiye’de, sigaraya başlama yaşının 10-11’e kadar indiğini belirten Kaptanağası, çocuklara sigara, içki ve uyuşturucunun zararlarının anlatılması konusunda ailelere büyük görev düştüğünü söyledi.”

Hiç yorum yok: